HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU

سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْم
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 DUYARSIZLIK -1.BÖLÜM-

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SEYYAH
Yeni Üye
Yeni Üye
SEYYAH


Mesaj Sayısı : 30
Yaş : 54
Nerden : İSTANBUL
Kayıt tarihi : 08/08/07

DUYARSIZLIK -1.BÖLÜM- Empty
MesajKonu: DUYARSIZLIK -1.BÖLÜM-   DUYARSIZLIK -1.BÖLÜM- Empty11.08.07 7:41

Selamun aleykum değerli muhterem kardeşlerimiz.

"Ne yazalım?" dedik. Aklımıza gelen ilk misal, DUYARLILIĞIMIZ oldu.

Evet, duyarlılık nedir? Bu konu hakkında kısa zaman dahilinde fırsat dahilinde araştırdık, gördük ki enteresan sonuçlar ortaya çıktı. Umarız okuyunca ne demek istediğimizi sizde iyi bir şekilde anlayacaksınız.



Dini Hükümlere, Fıtrat ve Kabiliyetlere Duyarsızlık

Hakk ve hakikate, doğru ve güzele, Dini hükümlere duyarsızlık; insanları ve toplumları felakete götürür. Müslümanların Allah'tan gelen en birinci rehberi Kur'ân'dır. Bunu, Kur'ân'ın canlı timsali Hz. Muhammed ( s.a.v.) ve O'nun hadisleri takip eder. İslami hükümler; bu temellere dayalı olarak, İslam âlimlerinin derin gayretleri neticesi şekillenen icma ve kıyas da eklenerek Edile-i Şeriyye dediğimiz dört temel üzerinde şekillenir.

Gelişim gayreti olmayan kişi, kurum ve sistemler kendi sonlarını kendileri hazırlarlar



. Yani, sabit yerinde sayan Müslüman olmayacağız. Eksiği tespit edip giderme metotlarını tatbik etme gayretinde olacağız. Hayata gelmenin gayesi insanı-ı kamil olmak, Rabbimiz'in bahşettiği kabiliyet ve kapasiteye uygun bir hayat çizgisi oluşturmaktır. İnsanî gelişimdeki "kendini gerçekleştirmek" fıtratın keşfi ve en üst düzeyde hayata yansıması şeklinde değerlendirilebilir. Hiçbir şeyi boşuna yaratmamış olan Allah "ahsen-i takvim (en güzel surette yarattığı)" her bir insana, aslında çok farklı kabiliyet ve kapasiteler vermiştir. Bazılarımız "elest bezminde (evet Rabbimizsin)" dediğimiz günde verdiğimiz sözü unutup, dünyanın aldatıcı yönlerine kanmaktadır.


Kişilik, kimlik ve duruşunu netleştirmeyen insana günlük hayatta bile güven duyulmaz. İman gibi güven merkezli bir kaynaktan beslendiğini ifade eden Müslümanların kişilik ve kimlikleri net olmalıdır. Kelime-i tevhit (Lâ ilâhe illâAllah-Allah'tan başka bağlanılacak hiçbir şey yoktur) ibaresi, İslâmî kişisel bütünlüğün ve istikametin temelidir. Kelime-i şehadet (Eşhedü enlâ ilâhe illâAllah ve eşhedü enne Muhammed'en abdühü ve Rasülühü ise, imanın insanlığa ilân edilmesidir. Bu ilandan sonra İslâmî bir hayat yaşama; selamlaşma, namaz, ibadetler, edepler ve diğer İslâmî şiarlar ile İslam kalesi ferdî ve toplumsal hayatta muhkem hale getirilmelidir .

İş ve eş seçimi insanın hayatını şekillendirir

İş, meslek seçiminin yolu, bugünün şartlarında okuduğumuz okul ve fakültelerden veya ilgilendiğimiz iş kollarından geçer. Kabiliyetlere uygun, severek yapılan iş en güzel meslektir. Bu anlamda herkesin kabiliyetine uygun olarak hayatta bir görevi vardır veya olmalıdır. Her bir yapılan işin mutlak hedefi, Allah'ın rızasına uygun olmalıdır. Hayat ancak böyle mana kazanır.





Farz, vacip, sünnet ve adaptan mahrum; mekruh, günah ve harama dalmış ve bundan kurtulma gayreti göstermeyen Müslüman en büyük zulmü kendi nefsine yapmaktadır. Çünkü bu haliyle hem dünyadaki huzur ve mutluluğunu engellemekte, hem de ebedi hayatını mahvetmektedir.

Allah götürmeyen yol, yol değil, ebedi hayatı kazanmaya odaklanmayan hayat, hayat değildir. Bu tarz hayat zaten hakiki mutluluğu temin etmez. Bazıları ancak çeşitli eğlencelerle bu açlıklarını gidermeye çalışırlar. Hatta içki, kumar, uyuşturucu gibi bataklıklar da hak ve hakikatten kaçmaya ve oyalanmaya yöneliktir. Allah'ın dininden, kitabından ve zikrinden yüz çevirenler, varlık içinde yokluk çekerler, huzur bulamazlar. Nitekim bize şah damarımızdan daha yakın olan (Kaf, 50/16) Rabbimiz "Her kim de benim zikrimden (Kur'ân'dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz" (Taha, 20/124) ayetiyle bizleri ikaz etmektedir.

Dini Eğitime Duyarsızlık

Dini eğitime duyarsızlık hayatımızı karartır. Kendimizin ve çocuklarımızın dini eğitimine zamanında ehemmiyet vermez isek, kendimize yazık ettiğimiz gibi yakınlarımızın mükellef olma sonrasındaki hareket ve davranışlarından da sorumluluğumuz devam eder. Kendi nefsimizi ve ehlimizi her daim tehlikelerden korumak gibi bir vazifemiz olduğunu unutmamalıyız. Kullanım



Kılavuzumuz "Ey iman edenler, kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve taşlardır" (Tahrim, 66/6) ayetiyle bizleri uyarmaktadır.


Müslümanların Dertlerine Duyarsızlık

"Parçala, böl, yut" taktiği inananlar üzerinde ciddi şekilde tatbik edilmektedir. Buna karşı olarak kalplerimizi inananlar olarak birbirimize açmamız gerekmektedir. Üçüncü şahıslardan alınan doğru-yanlış bilgiler ile önyargı oluşturmak tehlikelidir. Zulüm ve haksızlığa uğrayan her Müslüman'ın derdiyle dertlenmeliyiz. Bu noktada, Filistin, Lübnan, Afganistan, Doğu Türkistan ve daha birçok yerde Müslümanlara reva görülen zulümler bizim de içimizi kanatmaktadır.

Zülüm payidar olamaz

Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah'ı vardır. "Alma mazlumun ah'ını, çıkar aheste, aheste" sözünü unutmamak gerekir. Tabi zalimlere karşı durmak ve kuvvet hazırlamak da inananların vazifesidir. "Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah'ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de, ancak Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz" (Enfâl, 8/60).





Zamanında güç hazırlamaz, birbirinizle tefrikaya düşerseniz, gücünüz gider, yem haline gelirsiniz. "Ayrıca Allah'a ve Resulü'ne itaat edin. Ve birbirinizle didişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Sabırlı olun, çünkü Allah sabredenlerle beraberdir" (Enfâl, 8/46). Sabır ve sebatla direnip "Allah kendi yolunda, duvarları birbine perçinlenmiş bir bina gibi, saf bağlıyarak çarpışanları sever" (Saff, 61/4).

Devam edecek
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gonuldunyamiz.com
 
DUYARSIZLIK -1.BÖLÜM-
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU :: GÜNLÜK SOHBET :: Esirgeyen ve Bagislayan Allah'in Adi ile..-
Buraya geçin: