HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU

سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْم
 
AnasayfaAnasayfa  PortalliPortalli  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 GAYET MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR KONU -1-

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
SEYYAH
Yeni Üye
Yeni Üye
SEYYAH


Mesaj Sayısı : 30
Yaş : 54
Nerden : İSTANBUL
Kayıt tarihi : 08/08/07

GAYET MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR KONU -1- Empty
MesajKonu: GAYET MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR KONU -1-   GAYET MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR KONU -1- Empty22.08.07 9:02

Selamun aleykum ve rahmetullah muhterem dostlar.

Sık sık şikâyet yüklü mailler alıyoruz. Kimi ailesinden, kimi kocasından, kimi karsından, çocuğundan, akrabasından şikâyetçi. Kimi maddiyatsızlıktan şikâyetçi, kimi ne enteresandır ki varlıktan şikâyetçi. Yani varlığa sahip olduğu halde huzursuzum diyenlerde çıktı. Hastalığından şikâyet edende oldu, hasta olmayıp da neden sıkıntılı olduğunu bilmeyenden kendini şikâyet etti. Hasılı hep şikâyet, şikâyet.

Önce şunu peşin söyleyelim, kınama veya tenkit etme gibi gayemiz ve lüksümüz yok. Sadece elimizden geldiği kadar yardım mahiyetinde araştırma yaptım Allahın izni ile.

Şayet şu altı çizili satırı anlayarak ve iyi okursanız, size birebir kesin tedavi veren bir ilaç sunacağım. Ancak bir şartım var; o da, evvela azim ve inançlı olacağız. Yani, "Ben bu stresten kurtulacağım Allahın izni ile" azmi. Şimdi karar veriniz, istiyor muyuz istemiyor muyuz? Yazıyı, çok dikkatli ve düşüne düşüne, hayal kurarak ve kendinizi orada varsayarak okuyunuz lütfen. Olmadı mı, baştan alıp yeniden okuyunuz. Bunu sizden acizane istirham ediyorum. Lütfen.
***

"Müminde Asla Stres Olmaz" diyor bir Psikiyatrist. Ben bu cümleyi oldukça iddialı buldum ve araştırdım.

Kur'an'daki Kıssalara eğildikçe, insanın yaşayabileceği bütün sıkıntıları Nebi ve Rasüllerin yaşadıklarını gördüm. Evet, gelmiş geçmiş belaların en büyüklerini (her türlü bela; maddi veya manevi) peygamberler çekmiştir. İşte Onlar, çektikleri bütün belalara rağmen, yine de ilahi huzuru yakalamışlardır. Kur'an'a bir de bu gözle bakmalıydım. Kıssalara bir daha göz gezdirdim, çekilen eziyetlere işaretler koydum:

Örneğin;

-Yusuf as, kardeşlerinin hasedi sonucu kuyuya atılmış, esir pazarlarında köle olarak satılmış, Kralın hanımı tarafından iftiraya uğramış, hapislerde yıllamış, babasına, kardeşine hasret kalmış ama asla yılmamıştı. Ümidin, tevekkülün ödülü olarak Mısır'a sultan oldu. Sık sık, arkadaşlarımdan, yakınlarımdan duyduğum, "Derdim çok, sıkıntım bitmiyor, her şey beni mi buluyor?!!!" diyen hangi insan, Yusuf as kadar bela çekmiş olabilirdi ki?.. Bunu düşündüm bir an.

-Yakup as, kırk sene, -dile kolay kırk sene bu- evlat hasretiyle kavrulmuş, ağlamaktan gözleri âmâ olmuş, fakat asla ümit kesmeden Rabbine yönelmiş, sonunda hem gözleri açılmış, hem de evladına kavuşmuştu.

-İsa as, en yakın talebelerinden biri tarafından arkadan vuruluyor, ihanete uğruyordu.

-Zekeriyya as, kavmi tarafından öldürülmek üzere kovalanmış, bir ağaç kovuğuna sığınmış ama testere ile biçilmekten kurtulamamıştı. Testere ile bedeni biçilen Zekeriya'dan as çıkan tek ses:

"Huuuu, Huuuu, Huuuu" idi.

Can bu can! Bedenin baştan aşağıya ikiye kesilmesi, hem de testere ile bir ileri bir geri, birden ölünmüyor ki. Acı yüklemiş Allah cc bu cana. Ama Zekeriya as acıyı yudum yudum Rabbinin emriyle içmişti.

-Nuh'a as öz oğlu ve karısı bile iman etmemişti.

Bazen yeri geliyor, oğlum çocukluk hasebiyle yaramazlık ediyor, sözümü dinlemiyor bende "çocuktur" deyip üstüne düşmesem de, "acaba ileride de sözümü dinlemezse ne olur?" diye düşünmeden geçiremiyorum. Öyle ya, evlat bu! Babası peygamber olan bir evlad babasına iman etmiyor, üstelik annesiyle birlikte iftira atıyor: "İnanmayın bu adama, (haşa) delinin tekidir, ne yaptığını bilmiyor bu, uymayın buna. Denizi olmayan dağ başında gemi yapan, deli değildir de nedir?!!!" diyor..

Oysa oğlu bilmiyor muydu ki, Nuh as'a gemi yapma emrini veren Allah azze ve celle, dağa suyu indiremez miydi?

-Lut as, tebliğinde yalnız kalırken, fitne grupları ile işbirliği yapan; aynı yastığı paylaştığı karısı idi!..

-Tertemiz bir genç kızken Hazreti Meryem'in iffetine dil uzatılıyordu. İftira ve hakarete uğrayan Meryem, sırlı bir Rasüle (İsa as) anne; gelecek nesillere örnek-mucize bir hanım oluyordu. Kadından Rasül veya Nebi yoktu ama Allah Meryem'e Cebrail'ini yolluyor, vahiy Meryem'den doğuyordu!...

-Eyyub as, deve-koyun sürüleri sahibi iken ağır bir illetle yatağa düşüyor tüm servetini yitiriyordu. Etrafında kimse kalmamış, dışlanmış, insanlar iniltilerinden rahatsız olmamak için Onu karısı ile bir tepe üzerinde yalnız konaklamaya mecbur etmişti. Sabrının ödülü olarak şifa bulan, 70 inden sonra delikanlı gibi ayağa kalkan da yine Eyyub'tu…

-Musa as, kavmi ile birlikte uzun bir sürgün yaşamıştı. Mutlulukları için çırpındığı kavmi mucizeye şahit olduğu halde iman etmiyor, en zor anlarda Musa'yı as yalnız bırakıyordu.

-Ya Kainatın Efendisi Hz. Muhammed (sav)?!! Daha doğmadan önce babadan yetim, altı yaşında da, hem de bir yolculukta anneden öksüz kalmış, 8 yaşında dedesini kaybetmiş, tebliğinin ilk yıllarında karısı ve amcasının ölümleriyle sarsılmıştı. Kendi kavmince hakaret-aşağılama-ambargo-dışlama-taciz etme vb sıkıntıları çekmekle kalmayıp memleketinden ayrılmak durumunda kalan da O idi. Ömrü savaşlarla geçmiş, buğday bir yana arpa ekmeğine bile karnı doymamıştı. "Ahh Mekke" dediği çok olurdu. Rasül gurbette yaşamış, gurbete defnedilmişti.

***
-İnşeAllahurrahman 2. BÖLÜMDE devam edecek-
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gonuldunyamiz.com
 
GAYET MÜHİM VE ÖNEMLİ BİR KONU -1-
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HUZUR YERi PAYLAŞIM PLATFORMU :: GÜNLÜK SOHBET :: Esirgeyen ve Bagislayan Allah'in Adi ile..-
Buraya geçin: