“Gelişme ve Yükselişe Geçen İranlı Kadınlar”
İran İslam cumhuriyetinin öğrenci takımı, Çin’de yapılan uluslar arası 10. Astronomi olimpiyatlarında ödül kazandı. 16 ülkeden 78 öğrencinin katıldığı yarışmada İranlı kız öğrenci “Azade Fettahi Sevad Cani” altın madalya kazanıp, birinci oldu. Çin’in Astronomi olimpiyadında 3 İranlı kız öğrenci de gümüş ve Bronz madalya kazandı. Buna ilaveten İran’ın kadın dağcı takımı Everest dağını fethettikten sonra geçenlerde İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamanei’yle görüşüp, takdir aldılar.
İnsan daima yükselme ve yüce hedeflere varmak ister. Çünkü hayat, hareketlilik ve çalışmakla anlam kazanır. Kadın ve erkek bu hedefler yönünde değişik roller ifa etmiştir. Nitekim tarihçilere göre, taş devrinin son bulmasıyla birlikte kadınla erkek arasında iş paylaşımı yapıldı. Erkekler avcılık yapmaya başladı, kadınlarla çocuklar da meyve ve sebze toplama görevini üstlendiler. Tarihin sonraki dönemlerinde de kadın-erkek ilişkileri değişip, faaliyet alanları farklılaştı. Erkekler genellikle kendi varlıklarını ve otoritelerini daha etkin bir şekilde ispatlayabildiler.
Tarihin tanıklık ettiği gibi şartlar müsait olduğunda kadınlar da güç ve yeteneklerini geliştirip, gözler önüne serebildiler. Nitekim Asr-ı Saadette Müslüman kadınlar siyasi-toplumsal ve dini alanda harekete geçip, etkin roller üstlendiler. O dönemde kadınlar ve erkekler doğal fiziki yapıları yörüngesinde hareket edip, kendi kendilerine yabancılaşmadan yetenek ve kabiliyetlerini geliştirip, İslam ümmetinin hizmetine sundular. Resulullah hz. Muhammed (sav) İslam öğretileri uyarınca kadının da tıpkı erkek gibi bir “insan” olduğunu bildirdi. Peygamber efendimizin hayatı süresince kadın, yetkin, saygın, bir çok temel haklara sahip bir insan olarak tanıtılıp, korunup kollandı. İslam'da kadın, insani yüce değer ve özellikler sayılan öz bilinç, ,serbest irade, ilim, marifet ve takva gibi yetenek ve kabiliyetlere sahiptir. İslam'da kadın, toplumda yüce şan ve kerametini koruyacak bir insandır. İslam'ın bu engin ve özgün bakış açısı sonucu, Müslüman kadınlar, ilim ve marifet, manevi kemal ve takvada en üstün merhalelere ulaştılar.
Kur’an-ı Kerim’in Tahrim sûresinin 10. ve 11. ayetleri, kadınların bütün alanlarda ve çevre şartlarında, öz bilinçle hareket edip, ilim ve iradesiyle serbest seçim yaparak saadet veya şekavet yolunu seçebilir.
“Yüce Allah, küfretmekte olanlara, Nuh’un eşi ve Lut’un eşini örnek olarak verdi. İkisi de kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı, ancak onlara ihanet ettiler...”
“Allah iman etmekte olanlara da Firavun’un karısını örnek olarak verdi. Hani demişti ki, rabbim bana kendi katında, cennette bir ev yap, beni Firavun’dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar”.
Kur’an-ı Kerim’in buyurduğu gibi, Nuh ve Lut (as)ın karıları hidayet ocağında sapık yolu seçtiler ve cehennemlik oldular. Firavun’un karısı ise küfür ve şirk odağında, bütün ferdi ve nefsani yönelişlerin baskın olmasına rağmen hak ve takva yolunu seçip, cennetlik oldu. Kadınların gelişmesinin sebeplerinden biri ilim öğrenmek ve öz bilincini yükseltmektir. İslami kaynaklarda bilgi edinme, ilim öğrenme, öz bilince varma, marifet kazanma gereği vurgulanmıştır. Eğitim görmek ve ilim öğrenmek hem kadın, hem de erkek için farzdır. Peygamber efendimiz kadın ve erkeğin yüksek ilmi kariyerler elde etmesi gereğini dile getirip, alim insanı kutsamıştır. Nitekim peygamber efendimiz Hafese’yi bilginlerden ders alma ve eğitim görme konusunda teşvik etmiştir.
İran İslam Cumhuriyeti, İslam'ın yüce öğretilerine bağlı kalarak kadın ve kız çocuklarına eğitim şartlarını sağlayıp, onların ilim ve eğitim alanında yükselme şartlarını oluşturmuştur. İmam Humeyni’nin kadının konumu ve mesuliyetlerini aydınlatıp, kutsaması sonucu, İranlı kadınlar kendilerine özgü ve değişik bir yol izleyip, dünya kadınlarına örnek olmaya başladılar. Daha doğrusu İslami düzende kadının konumuna saygı gösterilip, onları ferdi ve toplumsal hayattaki yetenek ve kabiliyetlerini geliştirme ve kullanma şartları sağlandı.
İranlı kadınlar, özellikle Müslüman kadınlar, erkek ve kadının Allah’ın yarattığı varlıklar olarak eşit insanî değerlere sahip olduklarının bilincinde hareket etmektedirler. Nitekim yüce Allah Ali İmran sûresinin 195. ayetinde şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden bir işte bulunanın işini boşa çıkarmam”.
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei de, Everest dağını fetheden İranlı kadın dağcı takımının bu zaferini kutlayarak şunları söyledi. Bu büyük çaba, İran’ın gerçek çehresini, İran milletinin canlılık, olgunluk ve yükseliş kararlılığını, özellikle genç kadınların Allah’a tevekkül ederek öz yeteneklerini geliştirip, ilim-teknik ve siyasi alandaki üstün kabiliyetlerini gözler önüne seriyor. Genç ve dindar kadınlarımızın bu değerli, büyük çabası ve kazandığı başarı gerçekten hepinizin onur kaynağı sayılıyor.
Ayetullah Hamanei ayrıca şunları söyledi:
-"Peygamber efendimizin sevgili kızı Hz. Fatıma’nın mukaddes adını simgeleyen “Ya Zehra” bayrağıyla hareket edip, Everest dağının 8 bin metrelik zirvesini fetheden, dağa ve buzulların zorluklarına direnip, çelikten iradeyle tırmanışa geçen İranlı yiğit Müslüman kadınların yaptıkları iftihar vesilemizdir. Bu büyük ve başarılı hareket, İran milletinin yüksek kabiliyetleri dünya toplumuna anlatacak en güzel ifade biçimidir".
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei genellikle Müslüman kadınların özellikle İranlı Müslüman kadınların eğitim, ilim öğrenme, siyasi, toplumsal, kültürel, ekonomik, ticari ve teknolojik alanda faaliyet yapması için teşvik ediyor. Ayetullah Hamanei’ye göre, İranlı kadınlar henüz gereken seviyeye ulaşmamış bulunuyorlar. Bu yüzden kadınların bizzat kendileri harekete geçip, ilim ve takva kulelerini fethetmeli , kendi kabiliyetlerini geliştirmelidirler.
Ayetullah Hamanei bu konuda şunları kaydediyor:
"Kadın topluluğu bizzat manevi, ahlakî ve fikri alanda gereken rüşt ve olgunluğa ulaşmalı, bu yolda ilerleme şartlarını ve yöntemlerini tesbit edip, geliştirmelidirler. Kadınlar ilim, marifet, bilinçlenme gibi üstün değerlere sahip çıkıp, yaygınlaştırmalıdırlar."